Biz kazanç için çalışmıyoruz diye yanıtladı tilki. Biz sadece başkalarını zenginleştirmek için çalışıyoruz.
- We do not work for gain, answered the Fox. We work only to enrich others.
Herkes ne pahasına olursa olsun kendilerini zenginleştirmek istiyor, ne pahasına olursa olsun.
- Everyone wants to enrich themselves, at any cost, no matter what the cost.
O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.
- She married a rich old man.
Van Horn ailesi zengindi.
- The Van Horn family was rich.
Bir nehir havzasının genellikle verimli tarım arazileri vardır.
- The basin of a river usually has rich farmland.
Ailem varlıklı değildir.
- My family is not rich.
Herkes ne pahasına olursa olsun kendilerini zenginleştirmek istiyor, ne pahasına olursa olsun.
- Everyone wants to enrich themselves, at any cost, no matter what the cost.
Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler.
- The Anglo-Saxons enriched the language by borrowing words from other languages.
Zengin insanlar pahalı saatleriyle hava atarlar.
- Rich people show off with their expensive watches.
Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu.
- An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.
Ailem varlıklı değildir.
- My family is not rich.
Bütün varlığını kaybetti.
- He lost all his riches.
Tom şakayla çok zengin olmadığını söyledi.
- Tom said jokingly that he was not very rich.
Çok zengin olduğunu duyuyorum.
- I hear you're very rich.
Bazen zengin insanlar çok parası olmayan diğer insanlara tepeden bakarlar.
- Sometimes rich people look down on other people who do not have much money.
Bill Gates parasının hepsini bağışladıysa nasıl dünyanın en zengin adamı olabilir?
- How can Bill Gates be the the world's richest man if he gave away all of his money?
Fransızca dili eş anlamlı sözcüklerce zengindir.
- The French language is rich in synonyms.
Hobbies enrich lives.