Tom iki gün içerisinde apartmanını boşaltmak zorundaydı.
- Tom had to empty his apartment in two days.
Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
- Drinking on an empty stomach is bad for your health.
Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.
- This box is empty. It has nothing in it.
Çöp boşaltma zamanıdır.
- It is time to empty the garbage.
Kullanabilmen için bu dolabı boşaltacağım.
- I'm going to empty this cabinet so that you can use it.
Sen olmadan yaşamım tamamen anlamsız olurdu.
- My life would have been completely empty without you.
Alkol sizi aç karnına daha çabuk etkiler.
- Alcohol affects you more quickly on an empty stomach.
Kutuyu açtım fakat o boştu.
- I opened the box, but it was empty.
Cadde, insan ve trafikten yoksundu.
- The street was empty of people and traffic.
... will see the American dream as an empty promise ...
... Just so no one leaves empty-handed, we actually have ...