Tom Mary'nin saçını boyatıp boyatmadığını söyleyemedi.
- Tom couldn't tell whether Mary dyed her hair or not.
O, beyaz eteğini kırmızıya boyadı.
- She dyed her white skirt red.
Ecza dolabında bir şişe siyah saç boyası gördüm.
- I saw a bottle of black hair dye in the medicine cabinet.
Yağmur yağmaya başladığında, Mary'nin saç boyası alnına aktı.
- When it started raining, Mary's hair dye ran down her forehead.
Tom her zaman satın aldığı yiyeceklerde boya maddesi olup olmadığını kontrol eder.
- Tom always checks to verify that no dyes are in any food he buys.
Tom saçını boyamak istiyor.
- Tom wants to dye his hair.
Tom saçlarını siyaha boyamak istediğini söyledi.
- Tom said he wanted to dye his hair black.
Saçımı boyamayı seviyorum.
- I like to dye my hair.
Tom, Mary'nin saçını boyamasına yardım etti.
- Tom helped Mary dye her hair.
Saçını boyamak için ne renk istersin?
- What color do you want to dye your hair?
Ben saçımı o renk boyatmazdım.
- I wouldn't have dyed my hair that color.
If a dye were marked with one figure or number of spots on four sides, and with another figure or number of spots on the two remaining sides, it would be more probable, that the former would turn up than the latter ;.