Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to disprove or make void; to refute

listen to the pronunciation of to disprove or make void; to refute
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to disprove or make void; to refute в Английский Язык Турецкий язык словарь

improve
geliştirmek

Tom gerçekten geliştirmek istiyor. - Tom really wants to improve.

Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı. - Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan.

improve
{f} gelişmek
improve
ilerletmek

Fransızcamı ilerletmek isterim. - I'd like to improve my French.

Macarcamı ilerletmek istiyorum. - I'd like to improve my Hungarian.

improve
{f} artırmak

Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır. - Garlic is used to improve the taste of food.

improve
{f} düzeltmek

Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız. - To improve the situation, we must work harder.

improve
{f} düzelmek
improve
{f} iyileştirmek

Dan eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı. - Dan received funds from local foundations to improve his old library.

İyileştirmek değiştirmektir; mükemmel olmak sık sık değiştirmektir. - To improve is to change; to be perfect is to change often.

improve
kalkındırmak
improve
bayındırlaştırmak
improve
onmak
improve
değerlendirmek
improve
geliştirme

Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı. - Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan.

İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum. - I would like to improve my English pronunciation.

improve
iyiye gitmek
improve
yola girmek
improve
duzelmek
improve
istifadeli bir hale getirmek
improve
{f} yükselmek
improve
{f} düzeltmek, yoluna koymak; düzelmek, yola girmek: Özhan's health is improving. Özhan'ın sağlığı düzeliyor
improve
(Askeri) İYİLEŞTİRMEK, ISLAH ETMEK, GELİŞTİRMEK, DÜZELTMEK
Английский Язык - Английский Язык
improve
to disprove or make void; to refute

    Расстановка переносов

    to dis·prove or make void; to re·fute

    Произношение

Избранное