Seninle tartışmak istemiyorum.
- I don't want to quarrel with you.
Lütfen tartışmaktan vazgeçin.
- Please cease from quarreling.
Bu şekilde bir ağız kavgasına son vermeliyiz.
- We must put an end to this kind of quarrel.
Ben münakaşaya karıştım.
- I was involved in the quarrel.
Sana karşı oldukça dürüst olmak gerekirse, o açıklamaya katılmıyorum.
- To be quite honest with you, I disagree with that statement.
Sen katılmayabilirsin ve beni sorgulamaya cesaret edebilirsin ama hatırla, duygu karşılıklıdır.
- You may disagree with and venture to question me, but remember, the feeling's mutual.
Tamamen katılmıyorum.
- I disagree completely.
Açıkçası, bu karara tamamen katılmıyorum.
- Just for the record, I totally disagree with this decision.
Katılmamaktan çekinmeyin, Tom.
- Feel free to disagree, Tom.
Fikrine katılmamak beni üzüyor.
- It pains me to disagree with your opinion.
informal usage I disagree that this will work.
My results consistently disagree with yours!.
That burrito disagreed with me.
... from semi to full. I may not agree with regulating that, but I wouldn't disagree with it on the ...
... >>Lady Gaga: Obviously, I disagree with it. ...