to dine upon; to have to eat

listen to the pronunciation of to dine upon; to have to eat
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to dine upon; to have to eat в Английский Язык Турецкий язык словарь

dine
yemek ye

Tom ebeveynleriyle birlikte yemek yedi. - Tom dined with his parents.

Kızma, amca. Gel! Yarın bizimle yemek ye. - Don't be angry, uncle. Come! Dine with us tomorrow.

dine
yemek vermek
dine
akşam yemeği yemek

İyi bir şarap menüleri olsa bile, burada akşam yemeği yemek istemeyeceğim. - Even if they have a good wine menu, I will not want to dine here.

dine
{f} akşam yemeği vermek
dine
dining car vagon restoran
dine
ziyafet vermek
dine
{f} yemeğe davet etmek, yemek vermek
dine
dining hall yemek salonu
dine
günün esas yemeğini yemek veya yedirmek
dine
{f} akşam yemeğini yemek
dine
{f} günün esas yemeğini yemek
dine
{f} ağırlamak
dine
dining ro
dine
dine out dışarıda yemek yemek
dine
wine and dine bir kimseye içkili ziyafet vermek
Английский Язык - Английский Язык
dine
to dine upon; to have to eat
Избранное