Üçgen'i tanımlamak zor.
- It is hard to define triangle.
Aşkı tanımlamak zordur.
- Love is hard to define.
Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.
- It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
Bu tablonun değerini belirlemek isterim.
- I'd like to determine the value of this painting.
Bazı kelimeleri açıklamak zordur.
- Some words are hard to define.
Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.
- We should determine what is to be done first.
Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
- There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
- From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Aşkı tanımlamak zordur.
- Love is hard to define.
Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
- There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
- One's lifestyle is largely determined by money.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
- I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
... is ' which is the portion of the law which says that employers could be able to determine ...
... actions in many cases determine our attitudes ...