Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır.
- The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane.
Sadece şeker kamışı şekeri kullanırım.
- I only use cane sugar.
Tom bir değnek olmadan yürüyemedi.
- Tom couldn't walk without a cane.
Öğretmenimiz bizi bir değnekle dövmeden önce Bu, sizden ziyade beni incitecek. derdi.
- Our teacher used to say This is going to hurt me more than it hurts you before laying into us with a cane.
Tom bir sopayla yürür.
- Tom walks with a cane.
Bir sopa ile yürüyen yaşlı adam Tom'un onun caddeyi geçmesine yardım etmesini istedi.
- An old man walking with a cane asked Tom to help him across the street.
The guard hefted his cudgel menacingly at the inmates, the threat to swing glinted in his eye.