Tom yemek yemek için makul fiyatları olan yer arıyordu.
- Tom was looking for place to eat that had reasonable prices.
Tom köşedeki küçük yerin yemek yemek için iyi bir yer olabileceğini düşündü.
- Tom thought the little place on the corner might be a good place to eat.
Kasaba halkı kalın biftek yemekten hoşlanır.
- The townspeople like to eat thick steaks.
Anne babam eve gelene kadar yemek yemekten kaçındım.
- I refused to eat until my parents came home.