to contend; to strive violently; to fight

listen to the pronunciation of to contend; to strive violently; to fight
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to contend; to strive violently; to fight в Английский Язык Турецкий язык словарь

war
{i} harp

O, Amerika'nın Deniz Harp Okulunun başkanıydı. - He was head of America's Naval War College.

war
savaş

Savaş, insanlık dışı bir suçtur. - War is a crime against humanity.

Oğlumuz savaşta öldü. - Our son died during the war.

war
mücadele

Küresel ısınmayla mücadelede daha aktif bir rol oynamalıyız. - We should play a more active role in combating global warming.

Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti. - Eisenhower had campaigned to end the war.

war
savaşmak

Savaşmak istiyorsa bir savaşı var. - If she wants a war, she's got a war.

Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir. - A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.

war
kavga
war
{i} savaş, harp, muharebe
war
{f} düşman olmak
war
{f} (ile) savaşmak, mücadele etmek
war
(Askeri) HARP: İki veya daha çok muhasım kuvvet arasında yapılan ve birbirlerine siyasi emellerini kabul ettirme maksadı güden silahlı çatışma
war
savaşım
war
{f} (against/with)
war
muharebe etmek
war
{i} uğraşma
war
war crime savaş suçu
war
çatışma

Kış Savaşı, Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasındaki askeri bir çatışmaydı. - The Winter War was a military conflict between Finland and the Soviet Union.

İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir. - The relationship between Islam and the West includes centuries of co-existence and cooperation, but also conflict and religious wars.

war
war cloud savaş bulutu
war
harp etmek
Английский Язык - Английский Язык
war
to contend; to strive violently; to fight
Избранное