O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
- That politician is well versed in internal and external conditions.
Yaşam koşulları zordu.
- Living conditions were hard.
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
- Everyone has the right to work, to free choice of employment, to just and favourable conditions of work and to protection against unemployment.
Bu şartlar altında birlikte çalışamayız.
- Under these conditions we can not work together.
Kilometre performansı sürüş koşullarına göre değişir.
- Mileage varies with driving conditions.
O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
- That politician is well versed in internal and external conditions.
Hava durumları değişebilir.
- Weather conditions may change.
Bu hastanın durumu günden güne kötüleşiyor.
- This patient's conditions are getting worse day after day.
... with people with pre-existing conditions. That's part of my health care plan. And what ...
... different conditions. ...