Tom gerçekten kibirli, değil mi?
- Tom is really conceited, isn't he?
Tom çok kibirli, değil mi?
- Tom is very conceited, isn't he?
Tom onun üzerinde düşünmek istiyor.
- Tom wants to think it over.
Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.
- I like to think I know what I'm talking about.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- I think he is Mr Brown.
Onun kendini beğenmiş tavrı beni deli ediyor.
- His conceited attitude makes me mad.
13 ile 19 yaşlar arasında sık sık görüldüğü gibi, o kendini beğenmiş.
- As is often the case with 13 to 19 year olds, she's conceited.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
O herkesin ondan hoşlanmadığı düşüncesiyle çok dolu.
- He is so full of conceit that everybody dislikes him.