Tom hayal kırıklığını gizlemek için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to hide his disappointment.
Benden gizlemek zorunda değilsin.
- You didn't have to hide from me.
Saklanmak zorunda değiliz.
- We don't have to hide.
Çabuk, lambayı söndür, karanlıkta saklanmak istiyorum.
- Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness.
Tom hislerini Mary'den saklamak zorunda değildir.
- Tom doesn't have to hide his feelings from Mary.
Saklamak zorunda değilsin.
- You don't have to hide.
Benim postumu kurtardığın için teşekkürler.
- Thanks for saving my hide.
Duygularımı gizleyemiyorum.
- I can't hide my feelings.
O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.
- She tried to hide her mistake from us.
Gizlenmek zorunda değiliz.
- We don't have to hide.
Tom'un gizlenmek için hiçbir nedeni yok.
- Tom has no reason to hide.