to come together to form a group

listen to the pronunciation of to come together to form a group
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to come together to form a group в Английский Язык Турецкий язык словарь

group
grup

Bir grup çete parayı çaldı. - A group of gangsters stole money.

Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi. - The group claimed responsibility for the bombings.

group
{f} gruplandırmak
group
gruplamak
group
türkümlemek
group
türkümlere ayırmak
group
küme
group
gruplara ayrılmak
group
gruplaşmak
group
topluluk

Gruplar ya küçük bir toplulukla ya da tüm dünya ile bir ilgi paylaşmak için iyi bir yoldur. - Groups are a good way to share an interest with either a small community or the whole world.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

group
{f} gruplaştır
to come together
araya gelip
group
{i} kütle
group
{i} öbek
group
{i} kafile
group
yan yana
group
aynı zamanda teşekkü1 ettiği farzolunan kaya tabakaları
group
(Tıp) Kimyasal bileşim hususunda birbirine benzer maddeler takımı
group
{i} manga
group
birbiri ile benzerlikleri olan hayvan veya bitki sınıfı
to come to
gelinmek
to come to
gelmek

Yarın gelmek zorunda kalacaksın. - You'll have to come tomorrow.

Evime gelmek için zahmet etmeyin. - Don't bother to come to my house.

Английский Язык - Английский Язык
group
to come together
compound
to come together to form a group

    Расстановка переносов

    to come to·geth·er to form a group

    Турецкое произношение

    tı kʌm tıgedhır tı fôrm ı grup

    Произношение

    /tə ˈkəm təˈgeᴛʜər tə ˈfôrm ə ˈgro͞op/ /tə ˈkʌm təˈɡɛðɜr tə ˈfɔːrm ə ˈɡruːp/
Избранное