Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine attı.
- Tom stripped off his dirty clothes and threw them into the washing machine.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.
- Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.
Lütfen elbiselerinizi çıkarınız.
- Take your clothes off, please.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.
Vassili'ye güzel kıyafetler giydirdiler ve o ertesi gün Anastasia ile evlendi.
- They dressed Vassili in fine clothes and next day he was married to Anastasia.
Çocuğa bu kıyafetleri giydir.
- Put the kid into these clothes.