Goethe iddia etti, yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez.
- Goethe claimed, one who cannot speak foreign languages does not know one's own language either.
Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.
- Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.
Bazıları tam vücut tarayıcılarının dördüncü yasa değişikliğini ihlal ettiğini iddia etmektedir.
- Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.
Kar payını talep etti.
- He claimed his share of the profits.
Bagajımı talep ettim.
- I claimed my baggage.
Baskıya direnin, özgürlüğünüzü talep edin.
- Fight oppression, claim your freedom.
Bagajımı nereden talep edeceğim?
- Where do I claim my baggage?
Goethe iddia etti, yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez.
- Goethe claimed, one who cannot speak foreign languages does not know one's own language either.
John tablo üzerinde hak iddia etti.
- John laid claim to the painting.
Ürünlerimizin iddia ettiğimiz kadar uzun ömürlü olmadığına dair tüketicilerden çok sayıda şikâyetler gelmektedir.
- There have been a lot of complaints from consumers that our products don't last as long as we claim.
Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.
- I do not want to reject this claim.
O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor fakat ona inanmıyorum.
- She claims that she knows nothing about him, but I don't believe her.
Tom onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor.
- Tom claims that he knows nothing about that.
Oyuncu fanatikleri tarafından alkışlandı.
- The player was acclaimed by the fans.
Onu alkışlarla imparator ilan ettiler
- They acclaimed him emperor.
Belediye başkanının konuşması çok beğeni ile karşılandı.
- The mayor's speech was received with much acclaim.
... unsurprisingly, we have heard that claim from a lot of the financial institutions themselves. ...
... could claim to be an underdog. ...