Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Bir toplantı düzenleyelim.
- Let's set up a meeting.
Bir toplantı düzenledim.
- I've set up a meeting.
Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.
- The leader should know where to set up the tent.
Tom Mary için bir websitesi kurdu.
- Tom set up a website for Mary.
Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir.
- Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.
Tom yeni bir iş kurmasına yardım etmem için Boston'a gelmemi istiyor.
- Tom wants me to come to Boston to help him set up a new business.
Even a minor change can set up new bugs.