Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Bir toplantı düzenleyeceğiz.
- We'll set up a meeting.
Bir toplantı düzenleyelim.
- Let's set up a meeting.
Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- A committee has been set up to investigate the problem.
Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.
- The leader should know where to set up the tent.
Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir.
- Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.
Buradaki herhangi biri bir web sunucusu kurmayı biliyor mu?
- Does anybody here know how to set up a web server?
Even a minor change can set up new bugs.