Genç hayvanlar hızla yeni bir çevreye uyum sağlarlar.
- Young animals adapt quickly to a new environment.
Onun yeni saç-yapımı daha genç görünmesine neden oldu.
- Her new hair-do made her look younger.
Gençler yaşlılara saygı göstermeliler.
- The young should respect the old.
Gençler, kendilerini bir şeye yaşlı insanlardan daha çabuk adapte ederler.
- Young people adapt themselves to something sooner than old people.
O şarkıyı duyduğumda, gençlik günlerimi hatırlarım.
- When I hear that song, I remember my younger days.
Mektup bana gençlik günlerimi hatırlattı.
- The letter reminds me of my young days.
O sağlam genç bir adam.
- He is a robust young man.
John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- John is not as old as Bill; he is much younger.
Bazı hayvanlar yavrularını yerler.
- Some animals eat their young.
Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
- Unlike birds, which feed and shelter their young, fish abandon their eggs.
O, benden beş yaş küçük.
- He is five years younger than me.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.