to cause or permit to share

listen to the pronunciation of to cause or permit to share
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to cause or permit to share в Английский Язык Турецкий язык словарь

interest
ilgilendirmek
interest
faiz

Bir banka bize faizle ödünç para verir. - A bank lends us money at interest.

Kredinin %8 faizi vardır. - The loan bears an 8% interest.

interest
artar
interest
ürem

Üreme benim ilgimi çekmiyor. - Procreation does not interest me.

interest
nema
interest
ilgi uyandırma
interest
(Ticaret) tecessüs
interest
merakını
interest
{f} ortak olmak
interest
{f} ilgilendir

Evlilik genç insanları ilgilendiren bir konu değildir. - Marriage isn't a subject that interests young people.

Sizi ilgilendiren herhangi bir kitap okuyabilirsiniz. - You can read any book that interests you.

interest
merakını uyandırmak
interest
(in ile) ilgi
interest
{f} ikna etmek
interest
(Mukavele) faiz; ilgi; hisse; kazanç
interest
(fiil) ilgisini çekmek, dikkatini çekmek, ilgilendirmek, ortak olmak, istek uyandırmak, ikna etmek
interest
(Avrupa Birliği) menfaat, çıkar; yarar
interest
{f} dikkatini çekmek
interest
{i} ilgi çeken şey
interest
{i} nüfuz
Английский Язык - Английский Язык
interest
to cause or permit to share

    Расстановка переносов

    to cause or per·mit to share

    Турецкое произношение

    tı kôz ır pırmît tı şer

    Произношение

    /tə ˈkôz ər pərˈmət tə ˈsʜer/ /tə ˈkɔːz ɜr pɜrˈmɪt tə ˈʃɛr/
Избранное