to cast a vote; to assert a formalised choice in an election

listen to the pronunciation of to cast a vote; to assert a formalised choice in an election
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to cast a vote; to assert a formalised choice in an election в Английский Язык Турецкий язык словарь

vote
{f} oy kullanmak

Oy kullanmak için yeterince yaşlı değil misin? - Aren't you old enough to vote?

Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın? - Are you old enough to vote?

vote
{f} oy vermek

Tom oy vermek için yeterince yaşlı değil. - Tom isn't old enough to vote.

Oy vermek için kayıtlı mısın? - Are you registered to vote?

vote
{f} oylamak
vote
oy
vote
{f} oylayarak kararlaştırmak
vote
{i} oylama

Hiç kimse bütçeyi oylamayacak. - No one will vote for the budget.

Meclis otuz üç kez oylama yaptı. - The House voted thirty-three times.

vote
önermek
vote
bildirmek
vote
(the ile) oy hakkı
vote
{i} seçim sonucu

Seçim sonucunun yakın olacağı herkes tarafından biliniyordu. - It was clear to everyone that the vote would be close.

vote
{i} oy hakkı

Herkesin oy hakkını kullanması gerekir. - Everyone should exercise their right to vote.

Kadınlara oy hakkı verildi. - Women were given the right to vote.

vote
{i} önerme
vote
(isim) oy, oylama, oylanan şey, seçim sonucu, karar, önerme
vote
{i} oy, rey
vote
{f} oy vermek: Everyone is obliged to vote in these elections. Bu seçimlerde herkes oy vermek zorunda
vote
{i} karar

Tom kime oy vermesi gerektiğine karar veremedi. - Tom was unable to decide who he should vote for.

Hızlı bir karar için endişeli olduğundan, başkan bir oy için çağrıda bulundu. - Anxious for a quick decision, the chairman called for a vote.

Английский Язык - Английский Язык
vote

The depository may vote shares on behalf of investors who have not submitted instruction to the bank.

to cast a vote; to assert a formalised choice in an election

    Расстановка переносов

    to cast a vote; to as·sert a for·mal·ised choice in an e·lec·tion

    Произношение

Избранное