to carry weapons, especially firearms, on one's person

listen to the pronunciation of to carry weapons, especially firearms, on one's person
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to carry weapons, especially firearms, on one's person в Английский Язык Турецкий язык словарь

pack
sarmak
pack
{f} paketlemek

Paketlemek için cumartesi günü bana yardım edebilir misin? - Could you give a me hand packing on Saturday?

Eşyaları paketlemek çok uzun sürdü. - It took me ages to pack up my stuff.

pack
savuşmak
pack
(Tıp) kompres
pack
-i denklemek
pack
hıncahınç doldurmak
pack
konservelemek
pack
tıka basa doldurmak
pack
{i} sargı
pack
(fiil) paketlemek, sarmak, ambalajlamak, yığmak, istiflemek, tıka basa doldurmak, toplamak, toparlanmak, eşyalarını toplamak, bavul hazırlamak, defetmek, defolup gitmek, vurmak
pack
{f} vurmak
pack
{f} eşyalarını toplamak
pack
pack ice bir araya toplanıp kitle haline gelmiş
pack
kapla
pack
(Askeri) AMBALAJ; AMBALAJLAMAK: Nakliyat sırasında malzeme veya gruplarını korumak için yapılan ambalaj işi; malzemeyi veya malzeme gruplarını bu maksatla ambalajlamak. Bak. "amphibious pack", "oversea pack"
pack
{i} (sigara için) paket
pack
(Tıp) Hastanın vücuduna konan buzla dolu torba
pack
{f} toplamak

Valizlerimi toplamak uzun zamanımı aldı. - It took me ages to pack up my suitcases.

Yolculuk için eşyalarımı toplamak zorundayım. - I've got to pack for the trip.

pack
{f} (bavulunu/bavullarını) hazırlamak; eşyaları taşınmaya hazır bir duruma getirmek
Английский Язык - Английский Язык
pack
to carry weapons, especially firearms, on one's person

    Расстановка переносов

    to car·ry weapons, es·pe·cial·ly firearms, on one's per·son

    Произношение

Избранное