to call or name

listen to the pronunciation of to call or name
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to call or name в Английский Язык Турецкий язык словарь

claim
{f} iddia et

Adam parayı almadığını iddia etti. - The man claimed he didn't take the money.

John tablo üzerinde hak iddia etti. - John laid claim to the painting.

claim
{i} alacak
claim
(Askeri) hak talebi
claim
talebinde bulunmak
claim
(Kanun) mutalebe hakkı
claim
almak
claim
hak

O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor fakat ona inanmıyorum. - She claims that she knows nothing about him, but I don't believe her.

Tom onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor. - Tom claims that he knows nothing about that.

claim
{f} iddia etmek

Bazıları tam vücut tarayıcılarının dördüncü yasa değişikliğini ihlal ettiğini iddia etmektedir. - Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.

claim
{i} iddia

Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır. - Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.

Goethe iddia etti, yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez. - Goethe claimed, one who cannot speak foreign languages does not know one's own language either.

claim
{f} talep etmek
claim
{i} maden arazisi
claim
{i} talep, iddia
claim
(Avrupa Birliği) iddia etmek, talep etmek, istemek
claim
(fiil) istemek, talep etmek, hak iddia etmek, sahip çıkmak, iddia etmek, ısrar etmek, dava açmak
claim
{f} hak talep etmek, istemek
claim
hak talep etmek
claim
{f} hak iddia etmek
claim
(Mukavele) talep, iddia, hak; hak talep etme; tazminat talebi
claim
(isim) istek, talep, hak, alacak, iddia, dava, ısrar, alacak hakkı, dava açma, maden arazisi
claim
{i} sigorta poliçesi üstünden ödenecek para
Английский Язык - Английский Язык
inquire
claim
to call or name

    Турецкое произношение

    tı kôl ır neym

    Произношение

    /tə ˈkôl ər ˈnām/ /tə ˈkɔːl ɜr ˈneɪm/
Избранное