O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.
- His plan is to build a bridge over that river.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
Onu yapmak yıllarımı aldı.
- It took many years to build it.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Tokyo çok büyük bir şehirdir.
- Tokyo is a very big city.
Yurt dışındaki Japon turistler çok para harcarlar.
- Japanese tourists abroad are big spenders.
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.
Yeni başkan ordu kurmak istiyor.
- The new president wants to build up the army.
O, cüsseli, yavaş hareket eden bir adamdı.
- He was a big, slow-moving man.
Cüsseli erkekler her zaman güçlü değildir.
- Big men are not always strong.
Niçin o kadar mühim bir şeyi söylemek için beni uyandırdın? Şimdi, asla işime konsantre olamayacağım.
- Why did you wake me up to tell me something that big? Now, I'll never be able to concentrate on my work!
Bir uygulama oluşturmamız gerekiyor.
- We need to build an app.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.
- Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably.
Yeni bir okul binası yapım aşamasında.
- A new school building is under construction.
Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
- The money was appropriated for building the gymnasium.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
İnsan zihnini ve insan davranışlarını inceleyen psikoloji gözlem ve deneylerle bilgi oluşturur.
- Psychology, which studies the human mind and human behavior, builds knowledge by observation and experiments.
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
Twitter İslâm'ın en büyük düşmanları arasındadır.
- Twitter is among the biggest enemies of Islam.
Japonya'da, Biwa gölünden daha büyük bir göl yoktur.
- In Japan, there is no lake bigger than Lake Biwa.
Sami büyük bir şehre gitmek ve zengin ve de ünlü olmak istedi.
- Sami wanted to go to a big city and be rich and famous.
Ken'in köpeği çok iri.
- Ken's dog is very big.
Mary'nin iri kahverengi gözleri var.
- Mary has big brown eyes.
Onlar bir ev yapıyorlar.
- They are building a house.
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building a house on it.
Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.
- His plan is to build a bridge over that river.
Bu binaların müteahhiti bilinmiyor.
- The builder of those houses is unknown.
Kuzenim gibi inşaatçılar, sık sık şantiyeye ağır malzemeler taşımak zorundalar.
- Builders, like my cousin, often have to carry heavy materials to site.
Rugby players are of sturdy build.
... that they're helping to build America. ...
... of government agencies to build our mutual trust. ...