Tom'a bir hediye getirmek için geldim.
- I've come to bring Tom a gift.
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
Tom eve bir hediyelik eşya getirmek istedi.
- Tom wanted to bring home a souvenir.
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
Bana dergileri getir.
- Bring me the magazines.
Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
- In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.
The new company director brought a fresh perspective on sales and marketing.
The closer Jones can really bring it.
... we bring together high school students and college students ...
... when Christopher Columbus would bring horses with him ...