Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- True friendship is priceless.
Arkadaşım Korece çalışıyor.
- My friend studies Korean.
Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
- My university friend is against terror.
Bazı kadınlar sutyen giymez.
- Some women don't wear bras.
O gerçekten bir arkadaş değil, sadece bir tanıdık.
- He is not really a friend, just an acquaintance.
O, bir arkadaş değil ama bir tanıdıktır.
- He is not a friend, but an acquaintance.
Adanın sakinleri cana yakındır.
- The inhabitants of the island are friendly.
Tom hâlâ tamamen eskisi kadar arkadaş canlısı.
- Tom is still just as friendly as he used to be.
O, açık yeşil sütyeni seviyor.
- She likes the light green bra.
Lütfen külot ve sütyenin hariç tüm elbiselerini çıkar.
- Please take off all your clothes except your underpants and bra.
Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
- I have a lot of friends to support me mentally.
Bütün arkadaşları onun planını destekledi.
- All his friends backed his plan.
Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.
- I'm trying to help a friend.
Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.
- Friends should help one another.
Ob-la-di, ob-la-da, life goes on, bra, la-la how the life goes on ~ Lennon/McCartney, Ob-La-Di, Ob-La-Da, 1968.