İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi.
- The unemployment rate went up to 5% because of the recession.
Hastalık ne oranda yayıldı.
- At what rate did the illness spread?
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
- The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
Bunu nasıl değerlendirirdin?
- How would you rate that?
Onun senkronizasyon hızı arzulanan bir şey bırakmadı.
- His synchronizing rate left nothing to be desired.
Japon ekonomisinin büyüme hızı bu yıl % 0.7'yi geçecek.
- The growth rate of the Japanese economy will top 0.7% this year.
Parasını yüksek faiz oranıyla ödünç veriyor.
- He lends money at a high rate of interest.
Öğretmen işini kaybetti çünkü hata yapan öğrencileri acımasızca azarladı.
- The teacher lost his job because he cruelly berated students who made mistakes.
During the rally, he berates the crowd for their cowardice.