Tom bir gezici satış temsilcisiydi.
- Tom was a traveling salesman.
Seyahat ederek biraz vakit geçirmek istiyorum.
- I want to spend some time traveling.
Yaz tatillerimin dörtte üçünden fazlasını seyahat ederek geçirdim.
- I spent more than three-quarters of my summer vacations traveling.
O, seyahat etmeye alışkındır.
- She is used to traveling.
Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
- Traveling abroad is one of my favorite things.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Yurt dışında seyahat söz konusu değil.
- Traveling abroad is out of the question.
Tom bir seyyar satıcı olarak geçimini sağlıyor.
- Tom makes a living as a traveling salesman.
Bill'in babası bir seyyar satıcıydı.
- Bill's father was a traveling salesman.
... BERNI SEEFELD: This is the Earth traveling through space. ...
... Well, Jim finally says to himself, you know, time traveling is kind of nice. I'm going ...