Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Bir tercüman vasıtasıyla konuştu.
- She spoke through an interpreter.
İspanya'dan Parise Pirene'leri bir uçtan bir uca yürüdüm.
- I hiked through the Pyrenees from Spain to Paris.
Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar.
- They fled through a secret passageway.
Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.
- It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.
- Languages are not carved in stone. Languages live through all of us.
Tom ve Mike ortak arkadaşları sayesinde arkadaş oldular.
- Tom and Mike became acquainted through their mutual friends.
Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
- Are you completely through with your homework?
O tamamen Amerikalıdır.
- He's American through and through.
Sadece bunu baştan sona konuşalım.
- Let's just talk this through.
Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi.
- The squirrel chewed through the power cable.
Paris'in içinden akan nehir, Seine'dir.
- The river which flows through Paris is the Seine.
Bir grup kentin içinden geçit açtı.
- A band led the parade through the city.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı.
- The two boys traveled throughout the land.
Tom kalabalığın arasından ilerledi.
- Tom made his way through the crowd.
O, kalabalığın arasından ite kalka geçti.
- He pushed his way through the crowd.
Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.
- It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.
Sonunda testi geçtim.
- I finally got through the test.
Tom tünelden geçerek hapishaneden kaçtı.
- Tom escaped from jail through a tunnel.
Parktan geçerek eve yürüdüm.
- I walked home through the park.
Ayın diskinin yarısı ışıklandırıldığında biz buna ilk çeyrek ay deriz. Bu isim kameri ay boyunca ayın yolun dörtte birinde olduğu gerçeğine dayanmaktadır.
- When half of the Moon's disc is illuminated, we call it the first quarter moon. This name comes from the fact that the Moon is now one-quarter of the way through the lunar month.
Tom kalabalığın arasından ite kalka yol açtı.
- Tom elbowed his way through the crowd.
O kalabalığın arasında ağır ağır ilerledi.
- He cruised his way through the crowd.
Fırtına sonunda dindi.
- The storm eventually blew through.
Sonunda testi geçtim.
- I finally got through the test.
Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
- The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Girişinizde gümrükten geçmek gerekiyor.
- It is necessary to go through customs at your arrival.
Bu gemi, kanaldan geçmek için fazla büyük.
- This ship is too big to pass through the canal.
O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
- Driving through that snowstorm was a nightmare.
Hastalık nedeniyle çalışmalarımda çok geri kaldım, yetişmek için çok çalışmam gerekiyor.
- I missed a lot of work through illness, so I've a lot of catching up to do.
Sami onun psikiyatrik sorunları nedeniyle Leyla'ya yardım etmeye çalıştı.
- Sami tried to help Layla through her psychiatric problems.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Hırsız kırık bir pencereden içeriye girdi.
- The burglar got in through a broken window.
Tom banyo penceresinden içeriye girdi.
- Tom got in through the bathroom window.
O, gece süresince çalıştı.
- He worked through the night.
Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
Birkaç yüzyıl önce kızıl hastalığı salgını kıtanın her yanında binlerce insanı öldürdü.
- Several hundred years ago, scarlet fever epidemics killed thousands of people throughout the continent.
Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.
- For God sent not his Son into the world to condemn the world; but that the world through him might be saved.
Üniversitedeki son yılımda, ortak bir arkadaş aracılığıyla Tom'la tanıştım.
- In my senior year of college, I met Tom through a mutual friend.
O direkt gözyaşları ile cevap verdi.
- She answered through tears.
Abd dünyanın her yanına buğday ihraç eder.
- The United States of America export wheat throughout the world.
Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
- The forest fire occurred through carelessness.
O gün boyunca İngilizce duyar.
- She hears English all through the day.
Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir.
- Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II.
She was through with him.
The arrow went straight through.
Interstate highways form a nationwide system of through roads.
After being implicated in the scandal, he was through as an executive in financial services.
Others slept; he worked straight through.
This team believes in winning through intimidation.
The American army broke through the German lines at St. Lo.
I drove through the town at top speed without looking left or right.
They were through with laying the subroof by noon.
Leave the yarn in the dye overnight so the color soaks through.
The numbers 1 through 9.
The through flight through Memphis was the fastest.
He said he would see it through.
... are becoming famous through YouTube. ...
... We experience the music through the Internet, but it ...