İki tarafın da iyi niyetiyle, sorunumuzun üstesinden gelinebilir.
- With a bit of good will on both sides, our problems should be able to be resolved.
Bu sorunu kesin olarak çözme zamanı.
- It's time to resolve this question once and for all.
Ofis çalışanları problemi çözmek için hızlı ve etkili çalıştılar.
- The office staff worked quickly and efficiently to resolve the problem.
O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.
- She resolved to work as a volunteer.
O, üniversiteye gitmeye karar verdi.
- She resolved on going to college.
İlerde ne olmak istiyorsun?
- What do you want to be in the future?
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.