Mary'nin tatmin olmak için her türlü sebebi vardı.
- Mary had every reason to be satisfied.
Ben restoranın servisinden memnun değilim.
- I'm not satisfied with the restaurant's service.
Patronum benim TPS raporlarımdan memnun değil.
- My boss is not satisfied with my TPS reports.
Sen asla tatmin olmuş değilsin.
- You're never satisfied.
Açıklamamdan tatmin olmuş görünüyordu.
- He seems satisfied with my explanation.
Mary'nin tatmin olmak için her türlü sebebi vardı.
- Mary had every reason to be satisfied.
Müşteriler memnun olmak zorundadır.
- Customers have to be satisfied.
Öğretmen sonuçtan memnun olmaktan uzaktı.
- The teacher was far from satisfied with the result.
Tom Mary'nin çalışmasından memnun olmaktan uzaktır.
- Tom is far from satisfied with Mary's work.
Mary'nin tatmin olmak için her türlü sebebi vardı.
- Mary had every reason to be satisfied.
Yemek onun açlığını tatmin etti.
- The meal satisfied his hunger.
Tom birkaç sandviç yiyerek açlığını tatmin etti.
- Tom satisfied his hunger by eating some sandwiches.
Bütün olarak ben sonuçtan memnunum.
- On the whole I am satisfied with the result.
Patronum benim TPS raporlarımdan memnun değil.
- My boss is not satisfied with my TPS reports.
Ben de hoşnut değilim.
- I'm not satisfied either.
Müşterileri hoşnut tutmalıyız.
- We must keep the customers satisfied.
... And the question was who was more satisfied ...
... were way more satisfied with that ...