Arkadaşlarım, çok çekingen olduğumu söylerler iken; ailem ise hep, çok sıkıcı olduğumu iddia eder.
- My friends always say I'm too reserved, but my family always says I'm too boring.
O, partilerde garip ve çekingendi.
- She was awkward and reserved at parties.
Bill oldukça içine kapanıktır.
- Bill is quite reserved.
Ayrılmış koltuklar var mı?
- Are there reserved seats?
Trende ayrılmış koltuklar var mıdır?
- Are there reserved seats on the train?
Tüm koltuklar ayırtılmış.
- All the seats are reserved.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Otel odamı üç hafta önceden ayırttım.
- I reserved my hotel room three weeks in advance.
Tom oldukça ağzı sıkı, değil mi?
- Tom is quite reserved, isn't he?
Tom ağzı sıkı, değil mi?
- Tom is reserved, isn't he?
I'm sorry, sir, but these are reserved seats.
He was a quiet, reserved person.