Английский Язык - Турецкий язык
Определение to be parallel; to correspond; to be like в Английский Язык Турецкий язык словарь
- parallel
- {i} paralel
Onun alt yapısı onun selefininki ile paralellik göstermektedir.
-His background parallels that of his predecessor.
Nehir ana caddeye paralel akar.
-The river runs parallel to the main street.
- parallel
- benzer
- parallel
- eşit olmak
- parallel
- paralel çizgi
- parallel
- örnek
- parallel
- {i} benzerlik
- parallel
- parallel to paralel olarak
- parallel
- nazire
- parallel
- {s} aynı, benzer
- parallel
- paralel / seri yazıcı
- parallel
- {f} -e benzetmek, ile
- parallel
- paralel bağlantı
- parallel
- {f} paralel olmak
- parallel
- (Askeri) KOŞUT; PARALEL: Aynı istikamette düz olarak uzanan ve boydan boya her noktası eşit aralıkta olan
- parallel
- benzemek
- parallel
- (fiil) paralel yapmak, paralel olmak, karşılaştırmak, kıyaslamak
- parallel
- {f} karşılaştırmak
- parallel
- {s} paralel, koşut
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение to be parallel; to correspond; to be like в Английский Язык Английский Язык словарь
- parallel
to be parallel; to correspond; to be like
Произношение
Resimler
История
Избранное