O, büyük ihtimalle geç kalacak.
- He's very likely to be late.
Jane büyük ihtimalle gelecek.
- Jane is more than likely to come.
Yarın hava muhtemelen güzel olacak.
- It is likely to be fine tomorrow.
Polisler Tom'un kendisini öldürmüş olma olasılığını düşünmediler.
- The police didn't think it was likely that Tom had killed himself.
Zamanında varma olasılığımız var mı?
- Are we likely to arrive in time?
Bu neredeyse hiç uygun değil.
- That's hardly likely.
Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır.
- Tom is likely to arrive before 2:30.
O, muhtemelen bu oyunu kazanır.
- He is likely to win this game.
İyi beslenirseniz muhtemelen daha uzun yaşarsınız.
- If you eat well, you're likely to live longer.
Onun muhtemelen olmayacağını benim bildiğim kadar iyi biliyorsun.
- You know as well as I do that that isn't likely to happen.
Böyle bir kazanın tekrar olması muhtemeldir.
- Such an accident is likely to happen again.
Tom'un onu kasten yapmış olması muhtemel.
- It's likely that Tom did it on purpose.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Evlerin bodrumlarının sorunları olması muhtemeldir.
- The basements of the houses are likely to have problems.
Mümkün değil ama olası.
- It's not likely but possible.
Tom, Mary'nin Fransızca konuşmayı bilmesinin mümkün olmadığını biliyordu.
- Tom knew Mary wasn't likely to know how to speak French.
Tom muhtemelen mantıklı olacaktır.
- Tom will likely be reasonable.
Tom muhtemelen mantıklı olacak.
- Tom is likely to be sensible.
Galiba bu kitabı okumaya sene sonuna kadar devam edeceğiz.
- We're likely to continue reading this book up to the end of the year.
Likely he'll win the election in this economy.
found a likely spot under a shady tree for the picnic.
not a very likely excuse.
Jones is a likely candidate for management.
a likely topic for investigation.
They are likely to become angry with him.
Rain is likely later this afternoon.
He is likely to succeed at anything he tries.
... at the places where you might be likely to listen to this tape, there would have been ...
... If I decide to reprogram my brake system and I crash into something, I'm likely to get ...