Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
- Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?
- What kind of woman do you think I am?
O, hiçbir şekilde kibar değil.
- He is by no means kind.
O bugün kibarlaşıyor.
- He is being kind today.
Aynı cinsten bir şey söylemedim.
- I said nothing of the kind.
Bu cins bir ağacı daha önce hiç görmedim.
- I've never seen that kind of tree before.
Sporun her türünü sever.
- He likes all kinds of sports.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.
- You said she was kind and so she is.
Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
- He was kind enough to lend me some money.
İyiliğin için sana derinden minnettarım.
- I am deeply grateful to you for your kindness.
Ben senin iyiliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır.
- I can't thank you enough for your kindness.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Tam olmanı hayal ettiğim insan tipisin.
- You're just the kind of person I imagined you'd be.
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
Bana yardım etmen incelikti.
- It was kind of you to help me.
Bana yerinizi vermeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to give me your seat.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Tom Mary'ye ne tür filmlerden hoşlandığını sordu.
- Tom asked Mary what kind of movies she liked.
Tom Mary'ye ne tür müzikten hoşlandığını sordu.
- Tom asked Mary what kind of music she liked.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.
... So it kind of made sense to me why these people were sick. ...
... Do we have kind of market forces, commercialization ...