O, Demokratik Parti'nin prestijli ve etkili bir üyesidir.
- He is a prestigious and influential member of the Democratic Party.
Birkaç etkili arkadaşım var.
- I have a number of influential friends.
O, ilaç dünyasında çok nüfuzlu.
- He is very influential in the world of medicine.
Tom Bostonda en nüfuzlu kişidir.
- Tom is the most influential man in Boston.
... something even more influential. ...