Tom hükümetin yabancılar hakkındaki gerçeği gizlemek istediğine inanıyor.
- Tom believes that the government wants to hide the truth about aliens.
Onu yalanlamak için cesaretim yok.
- I don't dare to contradict him.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
Tom'un yerinde olmak istemem.
- I wouldn't like to be in Tom's shoes.
Seninle ters düşmekten nefret ediyorum.
- I hate to contradict you.