to be in charge of

listen to the pronunciation of to be in charge of
Английский Язык - Турецкий язык
sorumlu olmak
direct
yöneltmek
direct
{f} yönlendirmek

Trafik ışıkları trafiği yönlendirmek için kullanılır. - Traffic lights are used to direct traffic.

direct
yönetmek

Sami bir film yönetmek istiyordu. - Sami wanted to direct a film.

direct
direkt

O bir direkt uçuş mu? - Is it a direct flight?

Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz. - We want natural-sounding translations, not word-for-word direct translations.

be in charge of
(Fiili Deyim ) -a bakmak , nezaret etmek , görevli olmak , -den sorumlu olmak
in charge of
sorumlu

Tom olaydan sorumlu komitede. - Tom is on the committee in charge of the event.

Bundan ben sorumluyum. - I am in charge of this.

direct
{f} idare etmek
be in charge
(of) -in sorumlusu olmak, -e bakmak: Who's in charge here? Buraya kim bakıyor?
be in charge of
sorumlu olmak
be in charge of
sorumlusu olmak
direct
{s} kestirme

Tom'un kötü bir yön kestirme yeteneği var. - Tom has a poor sense of direction.

be in charge
bakmak
be in charge
sorumlusu olmak
be in charge
sorumlu olmak
be in charge of
bakmak
direct
adres yazmak gönderiye
in charge of
(deyim) gözetimi altında
in charge of
(deyim) sorumluluğunda
in charge of
yetkisiyle
in charge of
sorumlu olmak
to be in charge
bakmak
to be in charge
sorumlu olmak
direct
emretmek
direct
tereddütsüz
direct
yolu tarif etmek
in charge of
-den sorumlu
in charge of
in yetkisiyle
in charge of
-in sorumlusu
to be in
olmak

O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi. - She promised her father to be in time for lunch.

O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi. - It was tremendously exciting to be in Boston at that time.

be in charge of
başında olmak
direct
{f} komuta etmek
direct
{s} doğrudan doğruya

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. - Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.

Doğrudan doğruya Tom'la konuşabilir miyiz? - Can we talk to Tom directly?

direct
{f} direktif vermek
direct
doğrultmak
direct
{s} direkt, doğrudan, dolaysız
direct
{s} açık

Anlamıyorum; daha açık olmak zorundasın. - I don't understand; you have to be more direct.

O, bu konuda açıktır. - He is very direct about it.

direct
(sıfat) direkt, doğru, doğrudan doğruya; dolaysız; kestirme; açık; anlaşılır; dürüst; güneş çevresinde doğudan batıya dönen
direct
duraklamadan
in charge of
yükümlü

Bir kaptan, gemisinden ve ekibinden yükümlüdür. - A captain is in charge of his ship and its crew.

Bu şirkette çalışan kadınlardan yükümlü olacaksın. - You'll be in charge of the women working in this factory.

in charge of
(Fiili Deyim ) -ın gözetimi altında
in charge of
-in yetkisiyle
to be in charge
başta/ında bulunmak
Английский Язык - Английский Язык
direct-
direct
to be in charge of

    Турецкое произношение

    tı bi în çärc ıv

    Произношение

    /tə bē ən ˈʧärʤ əv/ /tə biː ɪn ˈʧɑːrʤ əv/

    Видео

    ... charge of what's running on it, at least as between you and corporations, or you and the ...
    ... But we are not in charge of maintaining or trying to build ...
Избранное