Aşk mühim bir şeydir.
- Love is an important thing.
Bu kitaptaki her cümle mühimdir.
- Every sentence in this book is important.
Kâğıdı geri dönüştürmek çok önemlidir.
- Recycling paper is very important.
Önemli bir rolüm var.
- I have an important part.
Meselenin önemini ona iyice anlatmalısın.
- You must bring home to him the importance of the matter.
Meseleyi senin yargına bırakıyorum.
- I leave the matter to your judgement.
Radyoaktif maddeler tehlikelidir.
- Radioactive matter is dangerous.
Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.
- Please bring the matter forward at the next meeting.
Dergi senatöre karşı birçok ciddi suçlama yaydı.
- The magazine spread many important charges against the Senator.
Tom konu hakkında Mary ile özel görüştü.
- Tom spoke to Mary in private about the matter.
Bu konuyu tartışmak için özel bir isteğim yok.
- I have no particular desire to discuss that matter.
Yüzyıllık Yalnızlık İspanyol edebiyatının Don Kişottan bu yana en önemli eseri sayılır.
- One Hundred Years of Solitude is considered the most important work of Spanish literature since Don Quixote.
En önemlisi, faizler tırmanıyor.
- Most importantly, the borrowing rates are going up.
En önemlisi kendin için düşünüyor olmandır.
- Most important is that you think for yourself.
Sorry for pouring ketchup on your clean white shirt! - Oh, don't worry, it does not matter.
... And our modern world holds important clues to the story. ...
... And there's a couple of important things in there. ...