Tom Mary'yi bu kadar öfkeli görmemişti.
- Tom had never seen Mary so furious.
Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
- Colorless green ideas sleep furiously.
Nedense, o bana gerçekten kızgın.
- For some reason, she's really furious with me.
Teksas valisi kızgındı.
- The governor of Texas was furious.
Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.
- The fire is burning furiously.
O kuduruk bir savaştı.
- It was a furious battle.
Tom Mary'ye karşı çok öfkeliydi.
- Tom was furious with Mary.
... furious to discover that your employer had been listening in on the conversation with ...
... a song about it. And we do this, like, just -- it's just furious ...