Kaza onları mutluluklarından mahrum etti.
- The accident deprived them of their happiness.
Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
- No one shall be arbitrarily deprived of his property.
Savaş onları mutluluktan yoksun bıraktı.
- The war deprived them of their happiness.
Tom'un beyni uzun süre oksijenden yoksun kaldı.
- Tom's brain was deprived of oxygen for too long.
Yoksulluk, oğlanı eğitimden mahrum etti.
- Poverty deprived the boy of education.
Hükümet onu bütün haklarından mahrum etti.
- The government deprived him of all his rights.
Kaza onları mutluluklarından mahrum etti.
- The accident deprived them of their happiness.