Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.
- The speech made by the president yesterday delighted his supporters.
Benimle gelseydiniz mutlu olurdum.
- I'd be delighted if you'd come with me.
İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
- I think people are delighted.
Çin kültürü ile ilgili her zaman hoşnuttum.
- I've always been delighted with the chinese culture.
O hediyemden çok hoşnut oldu.
- She was much delighted at my gift.
Jane'i partide memnun buldum.
- I found Jane delighted at the play.
Seni gördüğüme memnun oldum.
- I'm delighted to see you.
... URS GASSER: I'm delighted to be here. ...
... And I hope you're going to be delighted by some of the ...