Tom'un bağlı olduğunu biliyorum.
- I know Tom is connected.
Bu telefon faks makinesine bağlıdır.
- This telephone is connected to the fax machine.
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
Bir zincir birçok bağlantıdan oluşur.
- A chain is made up of many links.
İki şehir bu otoyol ile birbirine bağlandı.
- The two cities are connected by this highway.
Hiç internete bağlandın mı?
- Have you ever connected to the Internet?
Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.
- Languages that would have never found themselves together in a traditional system, can be connected in Tatoeba.
Hiç internete bağlandın mı?
- Have you ever connected to the Internet?
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
Bir zincir birçok bağlantıdan oluşur.
- A chain is made up of many links.
Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.
- There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.
Mary sincaplarla ilgili her şeyi toplar.
- Mary collects anything that's connected with squirrels.
Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.
- There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.
Onların hepsi akraba.
- All of them are connected.
Tatoeba'nı yeni versiyonu, insanları eklemeye ve onlarda redaksiyon yapmaya olanak sağlayacak!
- The new version of Tatoeba will allow linking people, and even editing them!
... where we've connected businesses to research universities that can help ...
... the consumer, because we're connected to them. ...