Bu senin menfaatin için.
- This is for your benefit.
Bu yasanın yoksullara faydası olacaktır.
- This law will benefit the poor.
Bugünlerde doğanın faydalarını unutmaya meyilliyiz.
- Nowadays we are apt to forget the benefits of nature.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.
- He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!
Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
- It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır.
- The community will benefit from the new industry.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
... shorter, but it had the benefit of taking the scarce ...
... people milking off one company for their own benefit. ...