Elizabeth'e halasının adı verildi.
- She was named Elizabeth after her aunt.
Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.
- The woman who he thought was his aunt was a stranger.
Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı.
- Linda was wildly excited to learn that her aunt Nancy was coming to visit her.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
Sami yengesiyle birlikte yaşıyordu.
- Sami lived with his aunt.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
... UNTIL IT FELL OVER IN A STORM, DESTROYED MY AUNT VERNA'S HOUSE ...
... You know, "My aunt told me that her cousin found this water hole ...