Bu hayal etmek oldukça kolaydır.
- It's pretty easy to imagine.
Onu hayal etmek neredeyse imkansız.
- It's almost impossible to imagine.
Sanırım Tom'un yarın burada olmayacağını varsaymak güvenlidir.
- I think it's safe to assume Tom won't be here tomorrow.
Tatoeba külliyatındaki tüm cümleleri, dil eğitimi için doğru ve uygun saymak tehlikelidir.
- It's dangerous to assume that all of the sentences in the Tatoeba Corpus are correct and suitable for language study.
Sanırım Tom yardım etmek için burada.
- I assume Tom is here to help.
İstediğimiz her şeyi satın almak için yeterli paramız olmadığını varsaymalısın.
- You should assume that we won't have enough money to buy everything we want.
Biz onun dürüst olduğunu varsayıyoruz.
- We assume that he is honest.
Tom Mary'nin faturalarını zamanında ödeyeceğini varsaydı.
- Tom assumed that Mary would pay her bills on time.
Olmayı hayal ettiğimiz kadar mutlu ya da mutsuz değiliz.
- We are not as happy or unhappy as we imagine ourselves to be.
Tam olmanı hayal ettiğim insan tipisin.
- You're just the kind of person I imagined you'd be.
Tom takma bir isim altında seyahat etti.
- Tom traveled under an assumed name.
Sanırım bana Tom hakkında soru sormak için buradasın.
- I assume you're here to ask me about Tom.
Evcil hayvanın olmadığı bir hayatı düşünmek zor.
- It's hard to imagine a life without pets.
Bir ailenin bizimkinden daha işlevsiz olduğunu düşünmek zor.
- It's hard to imagine a family more dysfunctional than ours.
... There was no natural reason to assume ...
... boots up lawful intercept operating systems. Now, assume that we get an owner-controls ...