Seni tutuklamak için burada değilim.
- I'm not here to arrest you.
Onları tutuklamak zorunda kaldım.
- I had to arrest them.
Tom polislerin onu tutuklamak isteyebileceğinden korkuyordu.
- Tom was afraid that the police might want to arrest him.
Onları tutuklamak zorunda kaldım.
- I had to arrest them.
Fadıl'ın tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi.
- Fadil's arrest brought an end to his reign of terror.
Sami'nin tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi.
- Sami's arrest ended his reign of terror.
Onlar onu tevkif etti.
- They've arrested her.
Onu tevkif etmiyorum.
- I'm not arresting her.