Bir toplu iğne düşüşünü bile duyabilirdin.
- You could have heard a pin drop.
Odada bir iğne düşüşünü duyabilirdin.
- You could hear a pin drop in the room.
Tom, Mary'yi John'un evinin önünde bıraktı.
- Tom dropped Mary off in front of John's.
Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.
- I dropped out of school when I was in the 7th grade.
Bir içki için uğrayalım.
- Let's drop in for a drink.
The police ordered the men to drop their weapons.