Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.
- I know quite a few people who don't eat meat.
Hem Tom'un hem de Mary'nin epeyce arkadaşları var.
- Tom and Mary both have quite a few friends.
Onun pek çok arkadaşı var.
- He has quite a few friends.
Aslında pek emin değilim.
- Actually, I'm not quite sure.
Oldukça yorgun görünüyordu.
- He looked quite tired.
Bu dağlarda bulunan tuzlar ve mineraller oldukça farklıdır.
- The salts and minerals found in these mountains are quite diverse.
Ayı tamamen uysal ve ısırmaz.
- The bear is quite tame and doesn't bite.
Sizinle tamamen aynı fikirde değilim.
- I don't quite agree with you.
Ayı tamamen uysal ve ısırmaz.
- The bear is quite tame and doesn't bite.
Sizinle tamamen aynı fikirde değilim.
- I don't quite agree with you.
Tom sandalyeyi gayet rahat buldu.
- Tom found the chair quite comfortable.
Saat 2.30'a kadar niçin işi bitirtmek zorunda olduğumuzu Tom gayet net açıkladı.
- Tom made it quite clear why we had to have the job finished by 2:30.
Bu TV programı gerçekten çok ilginçtir.
- This TV program is really quite interesting.
Ben, gerçekten ödeme için hazırım.
- I am quite ready for payment.
O tasarımcının adını tam olarak anlamadım.
- I didn't quite catch the name of that designer.
Sonuçtan tam olarak memnun değiliz.
- We are not quite satisfied with the result.
Bilgisayarlarla büsbütün evdedir.
- He is quite at home with computers.
Büsbütün hayal kırıklığı, biz hayallerimizin yok olduğunu gördük.
- Quite frustrated, we saw our dreams disappear.
O, bu sabah bir hayli mektup aldı.
- He received quite a few letters this morning.
Bir hayli öğrenci bugün yok.
- Quite a few students are absent today.
In Lejeuneaceae vegetative branches normally originate from the basiscopic basal portion of a lateral segment half, as in the Radulaceae, and the associated leaves, therefore, are quite unmodified.