Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
- Tom has been struck by lightning three times.
Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.
- The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.
O zaman Japonya'da demiryolları yoktu.
- There were no railroads in Japan at that time.
Şimdi iyi geceler demenin zamanıdır.
- Now it's time to say good night.
Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
- How much time does she need to translate this book?
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
- They have lived here for a long time.
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
- The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
- I had a call from her for the first time in a long time.
O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
- He will be in London at this time tomorrow.
Dün akşam iyi bir vakit geçirdim.
- I had a good time last evening.
Ne zaman geri döneceksin?
- What time will you be back?
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
- Imagine that you had a time machine.