Büyüyünceye kadar sigara içmemelisin.
- You must not smoke till you grow up.
Onunla tanışıncaya kadar, o, bilgiyi bilmiyordu.
- She didn't know the information till she met him.
O, mezun oluncaya kadar çok utangaçtı.
- She had been very shy till she graduated.
Sınavda başarısız oluncaya kadar tembelliğinden pişman olmadı.
- He did not repent of his idleness till he failed in the examination.
Ben gelinceye kadar onlara beklemesini söyle.
- Ask them to wait till I come.
Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste.
- Ask her to wait till I come.
O zamana kadar hiç panda görmemiştim.
- I had never seen a panda till that time.
Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız.
- We'll just have to wait till then.
Sabahtan akşama kadar çiftlikte çalışıyor.
- He works on the farm from morning till night.
Çiftçi gün doğumunda kalktı ve gün batımına kadar çalıştı.
- The farmer rose at sunrise and worked till sunset.
Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.
- Wait till I count to ten.
O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.
- It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
Pull all the tills and lock them in the safe.
My count of my till was 30 dollars short.